6 - Jane Laroche (1920-2014) ve Türkiye

1972’de Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından Jane Laroche’a Türkiye müzeleri ve örenyerlerinde fotoğraf çekmesi için verilen izin belgesi

Françoise Laroche-Traunecker
UMR Archimède, Strasbourg

Jane Laroche 1950’de Türkiye’ye ilk geldiğinde hiç beklemediği bir tabloyla karşılaşır. Ülkenin güzelliği ve Türklerin sıcakkanlılığı karşısında son derece duygulanır, gönlü fetholur, mevcut önyargıları yıkmak ve Fransızları Türkiye’yi ziyaret etmeye teşvik etmek için tüm gücüyle çabalamaya karar verir.

Daha 1953’te, Strasbourg’un önde gelen kişileri ve öğrencilerden oluşan altmış kişilik bir grupla bir gezi düzenler. O dönemde Türkiye’de hemen hemen hiç asfalt yol bulunmadığından, Reşit Saffet Atabinen’in13 sağladığı iki tekneyle gezilerini gerçekleştirirler. Türk kıyıları boyunca yapılan bu deniz yolculuğu maceralı ama başarılı geçer.

Jane Laroche daha sonra Türkiye’ye her yıl bir ya da iki gezi düzenler. Bunları ya Connaissance des Arts, Archéologie Vivante, Association Guillaume Budé gibi fransız kültür kurumlarının ya da Türkiye’deki seyahat acentelerinin işbirliğiyle gerçekleştirir. Ülkenin karayolları ağı geliştiğinde de kiralık arabalarla yola çıkılır.

Bu arada fotoğraflanacak yeni yazıtlar ve kaya anıtları, doğa ve köy manzaraları keşfetmek amacıyla eşiyle birlikte ülkeyi karış karış dolaşır. Ayrıca, Gülnar-Meydancıkkale kazısına vekilharç ve fotoğrafçı olarak etkin biçimde katılır. Bunu yapmanın yasak ya da ücretli olduğu bir dönemde kendisine istisnai olarak müzelerde ve örenyerlerinde fotoğraf çekme izni verilir.

1950’li yıllarda Alaca’da bir sokak

Boğazköy yöresinde kağnılar

Boğazköy yöresinde köy yaşamından bir sahne

1950’li yıllarda İstanbul kara surları ve Tekfur Sarayı

Selçikler'de bir köylü kadın ve bebeği

Bir Ürgüp sokağında köylü kadın

Jane Laroche, Türkiye’yi tanıtmak amacıyla ülkenin dört bir yanında çektiği saydamlarla resimlediği sayısız konferanslar verir. Ne var ki Anadolu’nun en doğudaki sınır kesimi askeri bölge olduğundan yabancılara kapalıdır. Kısıtlama kalkar kalkmaz Mukadder Sezgin (Paris’teki Türk Turizm Ofisi'nin eski müdürü, daha sonra müsteşarlığa getirilmiştir), onun bir bakanlık yetkilisinin rehberliğinde Doğu Anadolu’yu gezmesini sağlar.

Klasik edebiyat eğitimi alan Jane Laroche yazmayı çok sever; Türk tarihine, özellikle de Osmanlı kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa’ya büyük ilgi duyar. Türk dostlarının yardımları ve türkolog Jean Deny’nin işbirliğiyle yayımlanmamış belgelere ulaşabilir ve bunların yayınını gerçekleştirir (Jean Deny ve Jane Laroche, “L’expédition en Provence de l’armée de mer du sultan Suleyman sous le commandement de l’amiral Hayreddin Pacha, dit Barberousse (1543-1544)”, Turcica I, Paris, 1969, s. 161-211).

Ayrıca çağdaş Türkiye üzerine, özellikle de çoğu yok olma sürecine girmiş olan halk geleneklerini ele alan daha geniş kitlelere yönelik kitaplar ve makaleler de kaleme alır.

Jane Laroche Türkiye sevgisini üç çocuğuna da aşılamıştır.

1950’li yıllarda İstanbul Kadırga’daki Sokollu Camii yakınında bir sokak