4 - Anadolu'da Araştırma Gezileri

Françoise Laroche-Traunecker
UMR Archimède, Strasbourg

1948’de İstanbul’da karşılaşmalarının ardından Emmanuel Laroche ile Paul Garelli Anadolu’ya ilk gezilerini birlikte yapmaya karar verirler. Paul Garelli sonraki yıllarda bu deneyimlerini “O sıralarda orada kazı yapan Claude Shaeffer ile buluşmak üzere Malatya’ya geçmeden önce Boğazköy’e, Kayseri yakınındaki Kültepe’ye ve Adana’ya gitmek üzere yola çıktık” şeklinde hatırlattıktan sonra sözlerini şöyle tamamlayacaktır: “Dostluk çetin gezilerin kısıtlı koşullarında pekişir” [Paul Garelli, Nécrologie d’Emmanuel Laroche (Collège de France’ın web sayfası)].

Daha sonra, Emmanuel Laroche her yıl Anadolu’daki örenyerlerini ve müzeleri gezmeye devam eder, yeni buluntulara konu olabilecek pek incelenmemiş bölgelerde araştırmalar gerçekleştirir. İlk yıllarda, coğrafyacı Xavier de Planhol’un nazik davetini kabul ederek, eski model Jeep’inde onunla birlikte ülkeyi ve çok sevdiği insanlarını keşfetme fırsatını bulur. 1950’den başlayarak ona eşlik eden karısı Jane Laroche (28-29), bu yolculuklarda dönemin Türkiye’si üzerine değerli belge niteliğini taşıyan fotoğraflar çeker.

1948’de Paul Garelli ile birlikte ilk Anadolu Gezisi. P. Garelli (sağda) ve bekçi (ortada) ile birlikte Boğazköy Aslanlı Kapı’da dinlenirken

Jane Laroche ve Rudolph Naumann Boğazköy örenyerini gezdikten sonra (22 Eylül 1959)

22 Eylül 1959 tarihinde Boğazköy alman kazı heyetini ziyareti sırasında Yazılıkaya’da

Porsuk kazı heyeti 1971’de Acemhöyük kazı evinin önünde. Ortada, kazı başkanları Olivier Pelon ve Nimet Özgüç

Gezi Notları: 1967 Eylülünde yapılan bir Anadolu gezisinin güzergahının yer aldığı sayfalar

1964’te Yazılıkaya’da Strasbourg üniversindeki öğrencilerine Hitit panteonu üzerine yeni yorumunu anlatırken

Emmanuel Laroche’un 1950’de Haliç sırtlarında Pierre Loti kahvesinde eşi Jane tarafından çekilen fotoğrafı

Emmanuel Laroche, Hurri tanrıları olduklarını düşündüğü Yazılıkaya’daki tanrı betimlerini incelemek üzere birçok kez Boğazköy’e gider, orada Rudolf Naumann, Kurt Bittel, Peter Neve ve özellikle de çok sıkı ilişkiler kuracağı Hans Gustav Güterbock ile tanışır. Laroche çiftinin Boğazköy’deki alman kazı heyetine yaptığı daha kısa süreli bir ziyaret ise 22 Eylül 1959 tarihini taşımaktadır (Berlin’deki Boğazköy kazıları günlüğüne iki ziyaretin kaydı düşülmüştür: “07.10.1958: Prof. Laroche; 22.09.1959: Prof. Laroche + Frau, Prof. Schwartz - Strasbourg”. Bu kayıtları bulup bana aktaran Néhémie Strupler’e teşekkür ederim). Fransa’dan özel arabalarıyla gelen çift, ona Türkiye’yi tanıtmak için Strasbourg’lu dostları papirüs uzmanı Jacques Schwartz’ı da yanlarına almışlardı.

Bu gezilerinde Emmanuel Laroche, tanıdığı başka arkeologları da yaptıkları kazılarda ziyaret eder: Bayraklı’da Ekrem Akurgal, Uşak-Selçikler’de Nezih Fıratlı, Klaros’ta Roland Marin, Acemhöyük’te Nimet Özgüç, Kültepe’de Tahsin Özgüç, Karatepe’de Bahadır Alkım ve Halet Çambel. Pierre Demargne’ın döneminde, Lykia mezar yazıtlarını incelemek için Ksanthos’a, Lykia dinsel ithaf yazıtlarının ve Henri Metzger’in bulduğu üç dilli yazıtın yayınını hazırlamak üzere de Letoon’a daha uzun süreli ziyaretler gerçekleştirir.

1961’de Laroche’ların arabası, Bulgarmaden hiyeroglif yazıtını kopyalamak ve fotoğraflamak amacıyla, kurumuş akarsu yatağından vadinin yukarısına doğru ilerlerken Ali Hoca köyünün girişinde küçük bir köylü kızı arabayı canavar sanarak korkudan bayılır. Oradan birkaç kilometre uzaklıkta, Ankara-Adana karayolunun yakınında Porsuk örenyerini keşfederler (Bkz. Porsuk ve Gülnar Kazıları).

 

1964’te Emmanuel Laroche, Strasbourg’daki öğrencilerine eşi ve kızıyla birlikte çıkacağı uzun Türkiye gezisine katılmalarını teklif eder. Dört kız öğrencinin yanı sıra Eski Yunanca dersleri verdiği bir türk dostunun oğlu bu teklife olumlu yanıt verirler.

Toprak yollarda başlarına gelen lastik patlamaları ve arızalarla (tek bir yolculukta 13 kez!) başa çıkabilmek amacıyla aynı model iki arabayla ve bunların ortak yedek parçalarıyla Strasbourg’dan yola çıkarlar. Söz konusu araştırma gezisi, kaya anıtlarını ve hiyeroglif yazıtları gün doğarken inceleyebilmek için Karadağ’ın zirvesine geceleyin tırmanma gibi oldukça çetin bölümler de içermektedir.

Karadağ zirvelerinde Luvi dilindeki bir yazıtın önünde

Jane Laroche’un 1950’deki ilk Türkiye seyahatında eşi tarafından çekilen bir fotoğrafı

IFAI’ye müdür olarak atanması Emmanuel Laroche’un gezilerini aksatmaz. O dönemde, Anadolu’yu, güney bölgelerini çok iyi bilen bir türk dostuyla, Kemal Özbayrı (Tahtacılar ve Yörükler (Collection de l’IFAI, Paris 1972) kitabının yazarı) ile birlikte dolaşırlar. Kulakları gittikçe ağır işitmeye başladığından Özbayrı ona yerel idareciler ve köylülerle iletişim kurmada rehberlik ve tercümanlık yapar. Daha sonra kazısını gerçekleştireceği, Gülnar yakınlarındaki batılı gezginlerin hiçbirinin farketmediği Meydancık Kalesi’ni (Bkz. Porsuk ve Gülnar Kazıları) 1969’da Kilikya bölgesini gezdiği sırada keşfeder.

1977’de Emmanuel Laroche ülkenin kuzeyini ve Karadeniz kıyılarını dolaşır. Bu onun son gezilerinden biri olur: başgösteren görme bozukluğu artık araba kullanmasını engellediğinden yolculuklarını kısıtlamak zorunda kalacaktır.