2 - Hititbilimci olarak Emmanuel Laroche

Alice Mouton
CNRS Ivry sur Seine - Institut Catholique de Paris

Emmanuel Laroche hiç tartışmasız büyük fransız hititbilimcilerinin ilkidir. Gerçekleştirdiği sayısız katkılarıyla hitibilim dalına kalıcı damgasını vurmuştur. Bu katkıları, araştırmacıların bugün hala daha yararlandıkları çalışma araçları ve daha dar konulara odaklanan incelemeler olarak bellibaşlı iki gruba ayırabiliriz. Emmanuel Laroche çok yönlü bir bilim insanı olmuştur. Bu yönlerini şöyle sıralayabiliriz:

  1. Anadolu dilleri dilbilimcisi;

  2. Çiviyazısı uzmanı ve Hititçe filoloğu;

  3. Anadolu hiyeroglif yazıları uzmanı;

  4. Hitit dönemi Anadolu dinleri tarihçisi.

III. Uluslararası Asurbilim Toplantısı, Leiden 1952

1959’da Yazılıkaya’da meslektaşı ve dostu Hans Gustav Güterbock ile birlikte

Dilbilimci

Emmanuel Laroche her şeyden önce bir dilbilimcidir. Zaten bilim çevrelerinde adının ilk duyulması, Hititçenin Hint-Avrupa dilleri ailesine aidiyeti üzerine İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından yayımladığı incelemeleriyle olmuştur. Revue Hittite et Asianique’te “Études de vocabulaire” (Sözcük dağarcığı araştırmaları) ve “Notes de linguistique anatolienne” (Anadolu dilbilimi üzerine notlar) başlıklı diziler halinde birçok yazısı yayımlanmıştır.
Bunlarda belli terimleri metindeki yerleri ve etimoloji açısından incelemenin yanı sıra
Hititçe grameri üzerine de eğilmiş, böylece Hitit dilinin hem sözlükbiliminin hem de yapıbilgisinin daha iyi kavranmasına katkıda bulunmuştur.

Öte yandan Hitit dönemi Anadolu dillerine duyduğu ilgi, günümüzde araştırmacılar için hala daha referans oluşturan iki lugatçenin ortaya çıkmasına yolaçmıştır. Bunlardan Luvi dili üzerine olan ilki Dictionnaire de la langue louvite (Luvi Dili Sözlüğü), bugün IFÉA adını alan enstitü tarafından 1959’da yayımlanmış; Glossaire de la langue hourrite (Hurri Dili Lugatçesi) başlığını taşıyan ikinci referans çalışması ise, Revue Hittite et Asianique’in 1976 ve 1977 tarihli iki ayrı fasikülünde yayımlandıktan sonra 1980’de tek bir kitapta toplanmıştır.

Emmanuel Laroche yalnızca Hitit dilini incelemekle yetinmemiş, çok geçmeden Hitit dönemi Anadolu’sunun Luvice, Hattice ve Hurrice gibi diğer dillerine de ilgi duymuştur. Hurri dili konusunda, yukarıda sözü edilen lugatçenin yanı sıra, 1950’li yılların başından itibaren çeşitli terimler (bunlar arasında evi belirten terim) ya da dilbilgisi öğeleri üzerine makaleler kaleme almıştır. “Études hourrites” (Hurri İncelemeleri) başlığını taşıyan iki makalesi 1960 ve 1973’te Revue d’Assyriologie’de yayımlanmıştır.
Emmanuel Laroche bu dilin uluslararası çaptaki uzmanlarından biri olarak kabul edilir.

Luvi dili konusunda kaleme aldığı sözlükle yetinmemiş, bu Anadolu kökenli Hint-Avrupa dilini birkaç kez, onun Demir Çağı’ndaki yakın akrabası olan Lykia diliyle karşılaştırmıştır. Bu karşılaştırma çalışmalarları, Bulletin de la Société Linguistique de Paris’de 1960-1973 yılları arasında üç makale halinde yayımlanmıştır. Lykia dili, özellikle Ksanthos’ta günışığına çıkarılan bu dildeki yazılı belgelerin yayınını gerçekleştirmesiyle, Emmanuel Laroche’un sonraki yıllarda üzerine en çok eğildiği konulardan biri olmuştur.

Bu bilim insanının dikkatini çeken Anadolu dilleri ailesinin tümü olmuştur. Kısaca Anadolu dili olarak adlandırdığı, böylelikle de Hititçe, Luvice, Palacanın yanı sıra Lykia, Lydia, Karia ve Pisidia dilleri gibi Anadolu’da M.Ö. I. Binyılda konuşulmuş Hint-Avrupa kökenli dilleri de dahil ettiği bu aile üzerine birçok inceleme gerçekleştirmiştir.
Anadolu dili üzerine bu incelemelerin bir bölümü bugün hala birinci derece önem taşıyan katkılar olarak değerlendirilmektedir.
Bulletin de la Société de Linguistique de Paris’de 1962’de yayımlanan ergatif ya da pseudo-ergatif üzerine çalışmaları, 1979 tarihli kolektif bir kitapta yer alan “Anaphore et deixis en anatolien” başlıklı yazısı ya da 1965-1973 arasında Revue Hittite et Asianique’te dört makale olarak yayımlanan “Études de linguistique anatolienne” (Anadolu Dilbilim İncelemeleri) dizisi bunlara örnek olarak verilebilir.

Anadolu dillerine duyduğu bu ilgi onu Hitit dönemi Anadolu’sundaki özel adlar – yer adları ve kişi adları – konusunda da çalışmaya yöneltmiştir. Recueil d’onomastique hittite (Hitit Kişi Adları Derlemesi) 1951’de yayımlanmış, kitabın gözden geçirilmiş ve eklemeler yapılmış yeni baskısı ise Les noms des Hittites (Hititler’in Adları) başlığıyla 1966’da çıkmıştır. Anadolu yer adları konusunda da 1957-1986 arasında yayımlanan altı makalesi vardır.

1955’te İvriz kaya anıtının altındaki hiyeroglif yazıtı kopya ederken

Ksantos’taki Gergis Anıtı’nda yer alan Lykia dilindeki yazıtın önünde

Çiviyazısı Uzmanı ve Filolog

Anadolu’daki Hitit dönemi dillerini daha iyi anlayabilme kaygısıyla Emmanuel Laroche çiviyazılı Hitit metinlerinin sınıflandırılması ve çevrilmesi işine girişmiş, bunun sonucunda, o dönemde bilinen tüm Hitit metinlerini türlerine göre sınıflandırarak bünyesinde toplayan bir katalog olan değerli çalışması Catalogue des Textes Hittites (Hititçe Metinler Kataloğu) ortaya çıkmıştır. Bu uzun soluklu ve çetin çalışmanın Revue Hittite et Asianique’te 1956’da yayımlanan ilk fasikülünü üç fasikül daha izlemiş, sonunda çalışmanın tümü 1971’de kitap olarak bir araya getirilmiştir. Emmanuel Laroche’un bu tarihten sonra sınıflandırdığı Hititçe metinler de kitaba iki ek olarak yayımlanmıştır.

Günümüzde de geçerliğini koruyan bu kataloğun yanı sıra aralarında büyük kraliçe Puduhepa’nın bir adağını betimleyen belgenin de yer aldığı çeşitli Hititçe metinlerin yayınını da gerçekleştirmiştir. Ayrıca 1960’lı yılların sonunda, uzmanlarca çok değerli sayılan Textes mythologiques hittites en transcription’un (Hititçe Mitolojik Metinler Transkripsiyonu) yayınını gerçekleştirmiştir. Hitit tabletlerinin kopyalarının yer aldığı yayın ciltleri üzerine kaleme aldığı çok sayıda tanıtım ve eleştiri yazısı, Emmanuel Laroche’un dönemin yazıtbilim alanındaki son keşiflerini çok yakından izlediğini ortaya koymaktadır. Bu alandaki tartışma götürmeyen uzmanlığı, Cenevre’de ve Louvre Müzesi’nde korunan Hititçe tablet parçalarının yayını için ona başvurulmasını sağlamıştır. Emmanuel Laroche bu iki grupta yer alan parçaların kopyalarını çok ayrıntılı bir katalogla birlikte 1950’li yılların başında (Cenevre’de korunan parçaları) ve 1980’de (Louvre’daki parçaları) yayımlamıştır.

Metinlerin önce okunmasını, ardından çevrilmesini gerektiren çalışmaları Emmanuel Laroche’u tarihe ve daha genel olarak da Anadolu uygarlığına ilgi duymaya yöneltmiştir. Örneğin Ulmi-Teššub ve II. Šuppiluliuma gibi tarihsel kişilikler üzerine ya da kronoloji konusunda ve Eski Anadolu’da egemen olduğu varsayılan anaerkil düzen üzerine incelemeler gerçekleştirmiştir.

Çalışma notu: M.Ö. II. Binyılda Anadolu’daki bölgeler

Çalışma notu: M.Ö. III. Binyıl-M.Ö. XVI. yüzyıl arasında Yakındoğu

Anadolu Hiyeroglifleri Uzmanı

Hitit dönemi Anadolu’su, Eski Yakındoğu’nun çağdaş ülkelerinden iki farklı yazı sisteminin eşzamanlı olarak kullanılmasıyla ayrılır. Bunlardan biri (çiviyazısı) Suriye-Mezopotamya’dan ithal edilmişken diğeri (hiyeroglif yazısı) olasılıkla yerel kökenlidir. Emmanuel Laroche, çiviyazılı metinler kadar hiyeroglif yazıtlara da ilgi duymuştur. Syria dergisinde 1954 ve 1958’de yayımlanan “Études sur les hiéroglyphes hittites” (Hitit Hiyeroglifleri Üzerine İncelemeler) başlıklı iki yazısı, 1960’ta çıkacak olan Les hiéroglyphes Hittites I (Hitit Hiyeroglifleri I) başlığını taşıyan kitabının habercisi olmuştur. Bu temel çalışmasında Emmanuel Laroche, bilinen tüm biçimleriyle hiyeroglif işaretlerin listesini çıkarmış, bunların her birine, bugün de büyük ölçüde geçerliliğini koruyan sıra numaraları vermiştir. Hiyeroglif işaretlere onun verdiği numaralar günümüz hititbilimcilerinin büyük çoğunluğu tarafından, 1960’tan sonraki buluşların yolaçtığı kimi değişikliklerle kullanılmaktadır. Hiyeroglif yazısı Hititler kadar onların Suriye’deki vasalları tarafından kullanılmış olduğundan, Emmanuel Laroche Meskene/Emar ve Ras Şamra/Ugarit gibi Fransızlar tarafından kazılan Suriye merkezlerinde açığa çıkmış olan hiyeroglif yazıtları da inceleme olanağını bulmuştur.

Dinler Tarihi Uzmanı

Emmanuel Laroche, École Pratique des Hautes Études’ün din bilimleri bölümünün bir öğretim üyesi olarak, Hitit dönemi Anadolu’sundaki dinler üzerine yapılan tartışmalara önemli katkılarda bulunmuştur. Hitit tanrı adlarını derlemiş, Hititler’deki karaciğer falcılığı uygulamalarını incelemiş, ay tanrıları, tanrı Šarruma, çeşitli dua biçimleri, IV. Tudhaliya’nın din alanındaki reformu (günümüzde tartışmalıdır) ve Hurri tanrıları gibi birçok konu üzerine araştırmalar gerçekleştirmiştir. École Pratique des Hautes Études’de verdiği seminerlerin 1955-1982 arasında düzenli olarak yayımlanmış olan tutanakları, Hititler’in Anadolu’sundaki dinsel inanışlar ve uygulamalar üzerine bulunmaz bir kaynaktır. Anadolu dillerinin tümüne birden belirgin bir ilgi duyması, Anadolu’daki Hitit tanrıları ile klasik dönem Lykia tanrılarını karşılaştırdığı birçok çalışmanın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Sonuç olarak, Emmanuel Laroche’un çalışmalarının, dilbilim ve gramer, filoloji, çiviyazılı ve hiyeroglif metinler, tarih ve uygarlık tarihi, ayrıca coğrafya ve dinler tarihi gibi Hititbilimin belli başlı alanlarını kapsadığı söylenebilir. Günümüz yayınlarında çalışmalarına yapılan sayısız göndermenin de işaret ettiği üzere bu büyük bilim insanı modern hititbilime kalıcı bir damga vurmuştur.

Gezi notlarından bir sayfa: Karatepe’deki bir yazıtın kopyası